T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İZMİR / KARABAĞLAR - Karabağlar Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

Atatürk´ün Askeri Kişiliği

Mustafa Kemal´ in yıldızı önce Çanakkale´de parlamış, Kafkasya´da Filistin cephelerinde devam etmiş, Sakarya ve Afyon-Dumlupınar Meydan Muharebesi´nde doruk noktasına çıkmıştır.
Mustafa Kemal´in komutanlığını en somut şekilde belirleyen büyük olay Türk İstiklâl Savaşı´dır. O´nun büyük eseri, bir dizi başarılı muharebelerin yer aldığı bu mücadeledir ki, bir destan gibi askeri tarihi ve Türk Tarihini süslemiştir. Bu büyük mücadele O´nun sevk ve idaresi altında sürdürülmüştür.
Atatürk; büyük bir asker ve dâhi bir liderdir. Liderlik; insanın tavır ve hareketlerine nüfuz etmek sanatı veya insanları idare kabiliyetidir. Bazı insanlar lider olarak doğarlar. İşte Atatürk de böyle bir liderdir.Karakter, zekâ, olmak liderliğin inkişafına yardımı olan fitri özelliklerdir.
Bu vasıfların hepside fazlasıyla Atatürk de mevcuttur. Atatürk´ün askerlik ve komutanlık konusundaki tutumu kesin ve tamamen realisttir. O´nun komutanlık vasıflarını şöylece özetleyebiliriz:

Büyük strateji ve taktikcidir. Stratejinin zaman, mekân, imkân taktiğinde; sürat, şiddet, cüret faktörlerini çok iyi bilir ve büyük bir ustalıkla uygulardı.
Her zaferin yalnız milli kuvvetler ile kazanılacağına inanır, milli kuvvete güvenirdi.
Çok dürüst, tedbirli ve cesurdu.
Müsamahasız bir disiplin kurucu ve otoriterdi. Fakat o otoriteyi cebir ve şiddetle değil, bilgi, karakter ve ruhları fetheden saygı dolu sevgiye dayatırdı.
Mesleğinde en çok bilen ve daima okuyan, yenilikleri takip ederdi.
Hayal ile vehim ile değil, daima plânla ve programla hareket ederdi.
Kendi kabiliyetine göre çekinmeden kuvvet komutanlıklarını isterdi. Çanakkale´de cephe komutanlığını, mütarekeden sonra harbiye nazırlığının kendisine verilmesini istediği gibi.
Çok soğukkanlı idi. En kritik anlarda daima en ileri hatlarda bulunarak muharebeleri bizzat idare ederdi.
Değişmesi mümkün olmayan prensip sahibiydi ve prensipler koyardı. Çok zeki, sürat ve intikal sahibi, hadiseleri en ince teferruatına kadar görerek inceleyen, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan bir başkomutandı.
Karar sahibiydi. En doğru kararı verir, derhal icraya geçerdi. Kararından asla dönmezdi.
Her rütbede, idare ettiği bütün insanların ruhlarına nüfuz etmesini bilmişti.
Başarı gösterenleri en üstün şekilde takdir etmesini bilmişti.
Fikirlerini daima açıkça ve çekinmeden ortaya koyardı.

Sonuç almaya yönelik, gerçekçi plân yapmayı meslek geleneği haline getiren bir kurmay subaylık ve komutanlık hayatı O´na objektif verilere karşı son derece duyarlı bir kafa yapısı geliştirmekte temel olmuştur.

Atatürk´ün Milli Mücadele başarıları harp tarihinin ve sanatının özellikle üstün değerler ifade eden birer anıtıdır. Asker Atatürk´ün dehası Milli Mücadele´nin en büyük şansı olmuştur. Başkomutanın çelik iradesi sonucudur ki Sakarya´da 20 km.derinliğindeki bir vatan parçası üzerinde 22 gün 22 gece devam eden muharebeler sonucu Yunan ilerleyişi kırılabilmiştir.
İstiklâl Savaşı´nın son taarruz safhası motorsuz yıldırım harbidir. Afyon Taarruzu 26 Ağustos 1922´de başlamış Yunan ordusunun büyük bir kısmı 30 Ağustos´ta yok edilmiş ordu 9 Eylül´de İzmir´e girmiştir. Yani ordu 15 günde muharebe ede ede 400 km yol almıştır.
Türk orduları Yunan ordularını denize dökünce İngiltere Parlamentosunda heyecanlı bir sahne yaşandı celse açılınca işçi partisi lideri MacDonald kürsüye gelerek; "Nerede Başvekil Lloyd George? Bize ne söz verdi sonuç ne oldu? Hazineden büyük paralar alıp bizi boş yere masraflara soktu. Hani Boğazlar bizim olacaktı? Hani Anadolu taksim olacaktı? Heyhat hiçbiri olmadı. Bunun hesabını bize versin" dediği zaman Lloyd George yavaş yavaş kürsüye geldi. "Arkadaşlar asırlar; pek nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dâhiyi asrımıza Türk ordusu yetiştirdi. Mustafa Kemal´in dehasına karşı elden ne gelir." demiştir.
Atatürk tam bir asker idi fakat harbi aramazdı "harpçi olamam çünkü harbin zorluğunu, yıkımını herkesten iyi bilirim" derdi.
General Mac Arthur´un şu sözü Atatürk´ü çok güzel anlatmaktadır. "Askerlik dehasıyla insanlık ülküsünü Atatürk kadar benliğinde birleştirmiş bir adam tanımıyorum."
Atatürk belki bir bilim adamı değildi, ancak; gerek asker olarak, gerekse idareci olarak her konuya bilimsel bir yaklaşımla eğildiği inkâr edilmeyecek bir gerçektir. Atatürk´ün bütün zaferlerinde, O´nun yararlandığı en etkili silâhlardan birincisi zekâsı ve dehâsı, ikincisi de bilimsel yöntemi kullanmaktaki ustalığı ve bilime olan saygısıdır.
Bu kadar güçlü bir devlet adamının kurduğu köklü ve Türk´e özgü devlet, her gün daha uygar daha mutlu olarak yaşayacaktır.
Dünyanın az yetiştirdiği devlet adamı ve kahramanlardan biri olan Mustafa Kemal Atatürk "insanlık ülküsünün açık ve seçkin önderi ve Türk ulusunun uygarlık güneşi" olarak yaşadı ve yaşayacaktır.....
Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk Milleti ile beraber, senin huzurunda tazim ile eğiliyoruz.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 06.12.2012 - Güncelleme: 08.03.2022 15:50 - Görüntülenme: 15508
  Beğen | 431  kişi beğendi